Soğuk ve rüzgarlı bir kış günü, apartman önünde bir dostumu bekliyorum. Kapıdan bir anne ve çocuk çıkıyor. Dışarıya adımını atar atmaz anne durup çocuğun montunun önünü kapatıyor. Aradan on dakika geçmeden bir adam ve yaşlı annesi çıkıyor kapıdan, adam durup annesinin paltosunun düğmelerini ilikliyor. Anne çocuğa, çocuk anneye bakıyor; anne çocuğun elini tutuyor, çocuk annenin. Yaşam, bu ihtimam ve sevgi ile anlam buluyor. Duygusal bağlarımız, amaçlarımız, hayallerimiz bizi yaşama bağlıyor. Ama en çok da elimizi tutan, bizi duyan birilerinin olması bizi ayakta tutuyor.
Alıntıdır